Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçtiğimiz günlerde Ermenistan'a anayasa çalışmaları konusunda önemli bir çağrıda bulundu. Bu açıklaması, bölgedeki siyasi dinamiklerin değişime uğradığı bir dönemde geldi. Aliyev, Ermenistan'ın uluslararası hukuk ve anlaşmalara uygun bir şekilde hareket etmesi gerektiğinin altını çizerek, zaman kaybının artık yersiz olduğunu vurguladı.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki uzun süredir devam eden gerilim, özellikle Karabağ bölgesi üzerindeki hak iddiaları nedeniyle tırmanışa geçmişti. 2020 yılında yaşanan 44 gün süren savaşın ardından, bölgedeki statüko yeniden belirlendi ve durumu daha da karmaşık hale getirdi. Aliyev, bu süreç içerisinde Ermenistan'ın anayasal düzenini sağlamlaştırarak, karşılıklı ilişkilerde yeni bir sayfa açması gerektiğini ifade etti. Bu şekilde, iki ülke arasında kalıcı bir barış ortamının teşvik edilebileceğini söyledi.
Aliyev, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Ermenistan, kendi anayasal çerçevesini oluşturmalı ve bu çerçevede hareket etmelidir. Zaman kaybetmeye gerek yok. İki ülkenin de kazanacağı bir çözüm yolu bulunabilir." Bu sözler, Aliyev'in barışa yönelik istekliliğini gösterirken, aynı zamanda Ermenistan'a da somut adımlar atma çağrısı yapmaktadır. Uzmanlar, bu tür çıkışların, bölgedeki uzun süreçli çatışmaların sona ermesi için önemli bir adım olabileceğini belirtiyor.
Ermenistan cephesinde ise Aliyev'in çağrısına nasıl bir yanıt verileceği merakla bekleniyor. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın hükümeti, zaman zaman iç siyasi krizlerle mücadele ederken, dış politikada da tutarlı ve etkili adımlar atmakta zorlandığını gösteriyor. Aliyev'in anayasa çağrısının, Ermenistan hükümeti üzerindeki baskıyı artıracağı düşünülüyor. Bu noktada, uluslararası aktörlerin de devreye girmesi ve tarafları diyaloga teşvik etmesi önem arz ediyor.
Bölgedeki olayların gidişatının, Ermenistan'ın anayasa reformları ve siyasi istikrarıyla doğrudan ilişkili olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, “Aliyev’in bu çıkışı, yeni bir diyalog sürecine kapı aralayabilir. Ancak bu, sadece Ermenistan’ın atacağı somut adımlarla mümkün olacaktır” yorumlarında bulunuyor. Dolayısıyla, Ermenistan'ın, Aliyev'in çağrısına nasıl bir karşılık vereceği, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelecek seyrini etkileyen kritik bir unsur olarak öne çıkmaktadır.
Sonuç olarak, Aliyev'in yaptığı bu çağrı, Azerbaycan- Ermenistan ilişkilerinde yeni bir dönemin habercisi olabilir. Her iki ülke de geçmişte yaşanan tüm çatışmaları ve sorunları geride bırakma arzusu içindeyse, bu süreçte sağlıklı bir anayasa reformunun yapılmasının önemi büyük. Aliyev, toplumlar arasında kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için bu tür yaklaşımların elzem olduğunu belirtiyor. Geçmişin yükünden kurtulmak ve geleceğe daha sağlam temellerle yürümek, bölgedeki tüm tarafların menfaatine olacaktır.